Bülbülü Öldürmek
"Ama başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."
Kitapta, eşitlik, demokrasi, hukuk ve özgürlük
kavramlarının hangi ırktan olursa olsun herkese karşı aynı uygulanması
gerekliliğini, işlemediği bir suç yüzünden hüküm giymek üzere olan bir Zenci
üzerinden anlatıyor. Hikâyenin kahramanları
iki kardeş; Scout Finch ve abisi Jem Finch insanların temelde eşit olması
gerekirken neden bazılarının gözünde bazı insanların aynı yargılanmadığını
sorguluyor. Babaları Avukat Atticus Finch, beyazlar tarafından bir Zencinin
avukatlığını yapmasının ayıp bulunduğu bir dönemde üstelik fena bir suçtan
yargılanan masum bir Zenciyi savunuyor ve çocuklarına hak, adalet ve herkes için
eşitlik kavramlarını kendi yaşayış tarzıyla benimsetmeye çalışıyor. Zaten yaşadıkları
tutucu bölge zamanla onlara kötülüğün insanın teninde değil vicdanında
yaşadığını öğretecektir…
Harper Lee’nin dili çok yalın, masum ve saf,
aynı küçük kız Scout gibi. Okuması çok zevkli, neredeyse elinizde tükenen bir
roman Bülbülü öldürmek. İnsanın en güçlü duvarının ön yargıları olduğunu, bu
ön yargıları kırmak içinse gerekli tek şeyin insanın vicdanına dönüp bakması
gerektiğini çarpıcı bir örneklemeyle anlatıyor. Okurken, kendi içinize (yaşadığınız
bölgeye)dönmeniz ve ırkçılık kavramına bir daha göz atmanız dileklerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder