Merhabalar, ben Kübra.
Kitapları ve kitap okumayı çok seviyorum. Kitaplar benim yol arkadaşlarım ve bazen de çıktığım yolculuklardır. Küçüklüğümden beri her türlü alanda kaliteli olduğuna inandığım kitapları okurum. Okuyup genelde de olumlu düşüncelere sahip olduğum kitaplar ile ilgili yorumlarımı mümkün olduğunca spoilera bulaşmadan yazıyorum. Yazma amacım okuduğum kitapları unutmamak iken bir taraftan da ne okusam diye düşünen arkadaşlarıma fikir olmaya evrildi. Kenara köşeye de ruha gıda kendi çektiğim fotoğrafları serpiştirdim, umarım keyif alırsınız.

Mutlu okumalar!

18 Haziran 2015 Perşembe

Bülbülü Öldürmek

Bülbülü Öldürmek


"Ama başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."


Harper Lee'nin 1960 yılında yayımlanmış tek romanı Bülbülü öldürmek. Aynı zamanda büyük kitlelerce ilgi görmüş toplumsal bir özeleştiri, modern bir klasik. Kitap Güney Amerika'da kölelik düzeninden yeni yeni kurtulmaya başlamış toplumsal düzeni çocuk kahraman Scout Finch'in gözünden anlatıyor.

Kitapta, eşitlik, demokrasi, hukuk ve özgürlük kavramlarının hangi ırktan olursa olsun herkese karşı aynı uygulanması gerekliliğini, işlemediği bir suç yüzünden hüküm giymek üzere olan bir Zenci üzerinden anlatıyor.  Hikâyenin kahramanları iki kardeş; Scout Finch ve abisi Jem Finch insanların temelde eşit olması gerekirken neden bazılarının gözünde bazı insanların aynı yargılanmadığını sorguluyor. Babaları Avukat Atticus Finch, beyazlar tarafından bir Zencinin avukatlığını yapmasının ayıp bulunduğu bir dönemde üstelik fena bir suçtan yargılanan masum bir Zenciyi savunuyor ve çocuklarına hak, adalet ve herkes için eşitlik kavramlarını kendi yaşayış tarzıyla benimsetmeye çalışıyor. Zaten yaşadıkları tutucu bölge zamanla onlara kötülüğün insanın teninde değil vicdanında yaşadığını öğretecektir…

Harper Lee’nin dili çok yalın, masum ve saf, aynı küçük kız Scout gibi. Okuması çok zevkli, neredeyse elinizde tükenen bir roman Bülbülü öldürmek. İnsanın en güçlü duvarının ön yargıları olduğunu, bu ön yargıları kırmak içinse gerekli tek şeyin insanın vicdanına dönüp bakması gerektiğini çarpıcı bir örneklemeyle anlatıyor. Okurken, kendi içinize (yaşadığınız bölgeye)dönmeniz ve ırkçılık kavramına bir daha göz atmanız dileklerimle.



Hiç yorum yok: