Erken Kaybedenler
Bir diğer
müptelası olduğum Ankara yazarı, Emrah Serbes. Kendisi normalde romantikli
absürtlü polisiye türünde yazmayı seviyor gibi duruyordu benim gözümde. Fakat “Erken
kaybedenler” bu türde yazdığı romanlardan çokça farklı. Erken kaybedenlerde
Serbes erkek çocukların hülyalı dünyalarına adım atmış, birbirinden farklı kimi
henüz ergen kimi delikanlı ergenlerin iç dünyalarını farklı açılardan
yansıtmış.
En çok sevdiğim
Serbes kitabı olmasının yanı sıra bu kitabı beni için özel yapan hikâyelerinin
özgünlüğü ve absürtlüğüdür. Her hikâyesinin sonunda yüzümde garip bir ifade ile
kalakalmıştım. İlk hikâyeyi okuduğumda yaşadığım şaşkınlık ilginçti mesela,
uzunca bir süre anlatılan karakteri 20-25 yaşlarında bir genç olarak hayal
etmiştim, sonrasında hatta en sonunda karakterin aslında henüz bir çocuk
olduğunu anlamıştım. İkinci hikâyeye geçtim ve aynı şaşkınlığı onda da yaşadım
üstelik. İşte Erken kaybedenler böyle bir kitap, okurken eğlendirir, sevdirir
ve unutturur. Kısa öyküler okumayı seviyorsanız kesinlikle bu kitabı tavsiye
ederim, okuduğum birçok öykü kitabından farklı, hatta yine kendi kitabı “Hikâyem
paramparça” dan da daha başarılı. Sıradaki Serbes kitabı "deliduman", sanırım bu sefer polisiye olayına geri döneceğiz :)
,
"Unutmanın acısı,
ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne
yakın, unutmak kasvete. Yani er geç unutmaya mahkûm olduğunu bilmenin
kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın
anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız
hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi
bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder