Merhabalar, ben Kübra.
Kitapları ve kitap okumayı çok seviyorum. Kitaplar benim yol arkadaşlarım ve bazen de çıktığım yolculuklardır. Küçüklüğümden beri her türlü alanda kaliteli olduğuna inandığım kitapları okurum. Okuyup genelde de olumlu düşüncelere sahip olduğum kitaplar ile ilgili yorumlarımı mümkün olduğunca spoilera bulaşmadan yazıyorum. Yazma amacım okuduğum kitapları unutmamak iken bir taraftan da ne okusam diye düşünen arkadaşlarıma fikir olmaya evrildi. Kenara köşeye de ruha gıda kendi çektiğim fotoğrafları serpiştirdim, umarım keyif alırsınız.

Mutlu okumalar!

2 Şubat 2015 Pazartesi

İnci

İNCİ (The pearl)


Zordur artık klasikleşmiş kitaplar hakkında düşünce bildirmek, yanlış bir kelime etmekten korkar insan. Hele ki hakkında yazacağınız kitabın sahibi dilden dile çevrilmiş, hakkında oyunlar yazılıp filmler çevrilmiş “Fareler ve İnsanlar (Of mice and men)” klasiğinin yazarı John Steinbeck ise.

İnci yi Tomris Uyar Türkçesi ile okudum yakın zamanda. İnci yine Fareler ve İnsanlar tarzında insanda okuduktan sonra derin etkiler uyandıran çarpıcı bir eser. Kitapta umutsuzluğa kenetlenmiş bir ailenin hayatına giren sıra dışı büyüklükte bir incinin yaşattığı dramatik olaylar hem kahramanlar hem de karakterleri ( yani aileyi) saran dış çevre gözüyle anlatılıyor.  Steinbeck’in genel karamsar havası hikâye boyunca karın ağrıları çekip kadere lanet okumanıza sebep olsa da kendisinin öykü boyunca yarattığı ambiyans şüphesiz çok özel.


Sıradaki Steinbeck kitabım ise yazarın en beğenilen romanı Gazap Üzümleri (The grapes of wrath), hikâyeyi sinema filminden bilsem de eminim ki kitabı kat be kat daha etkileyici olacaktır. 

"Bir an kocasının avucunun içindeki inciye baktı, sonra Kino'nun gözlerine ve dedi ki usulca: "Hayır,sen!"

Hiç yorum yok: