Güzel Yaz
İtalyan yazarları
okumaya devam ediyorum bu sıralar. Cesare Pavese ile de Tezer Özlü sayesinde
tanışmıştım. Bu kitabının öncesinde de Ay ve Şenlik Ateşleri’ni ve Yoldaş
kitabını okumuştum. Pavese’nin hayatını araştırırken onun da o dönemin birçok
siyasi yazarı gibi hayatının bir dönemi bunalıma girdiğini ve intihar ettiğini öğrendim.
Sanırım bazı kitaplarını kendisinin girdiği buhranı düşünerek okumak lazım.
Güzel Yaz, Pavese’nin
benim okuduğum diğer kitaplarına göre en farklısını, içerisinde o dönemin
siyasi durumu ve savaş yok. 16 yaşında Ginia adlı bir kızın ergenlikten genç kızlığa
adım attığı dönemi anlatıyor. Kitabın başında Ginia ve abisi birlikte rutin bir
hayat yaşamaktadır. Bu durumdan rahatsız olmasa da Ginia düzenli olarak bir şeylerin
eksikliğini hisseder (hissettiği aslında büyüme duygusu ve yeni olana özlem). Daha
sonra hayatına giren Amelia ile hayatını değişir. Amelia onun eski arkadaşlarına
benzemez, ressamlara çıplak modellik yapan bir kızdır ve Ginia’yı sürekli
şaşırtan bir hayat tarzına sahiptir. Arkadaşlıkları boyunca gizli gizli Ginia
Amelia’nın hayatına özenir aslında, fakat bunu kendi içerisinde bile
kabullenmez. Amelia’ya olan kıskançlığı yüzünden sürekli araları açılır fakat
yeniden birleşirler. Bu sırada Ginia’nın eski ile yeni hayatını kıyaslamasına
tanık oluruz. Beklentilerini, kendi hayat tarzını, Amelia’nın yaşamını
çelişkiler içerisinde sorgular durur.
Pavese’nin dili
çok yalın, özellikle kısa hikâyelerini çok seviyorum ben. Herkesin içerisinde
yaşadığı beklentileri basit bir hayattan örnek vererek güzel yansıtıyor. Genellikle
bir zaman dilimini ve olay akışını anlatıyor gibi dursa da asıl konu onun hikâyelerinde
genelde bir kaygı, kıskançlık, beklenti ya da çelişki üzerine.
“Sonradan fark
etti ki, bu şekilde on beş gün geçirmişti. Her zaman atölyeden çıkınca kapıda
yeni bir haberle karşılaşmayı umuyordu. Ve onu bekleyen kimselerin olmaması o günü
yitirdiğini, şimdiden yarına, yarından sonraki günlere, asla gelmeyen o bir şeyi
beklediği günlere geçtiği hissini veriyordu ona. “
“Işığın alltında,
Guido ona gülümseyerek baktı. “Mutlu musun?” diye sordu. Yan yana divana
oturdular ve Ginia, gözlerine bakmamak için başını onun omzuna yasladı. “Çok
korkuyorum, “ dedi. “Ya beni sevmezsen?””
